Ä°stanbul Kuyumcular Odası (Ä°KO) BaÅkanı Mustafa Atayık, Hazine ve Maliye BakanlıÄı ekipleri tarafından Ä°stanbul baÅta olmak üzere birçok ilde eÅ zamanlı yapılan denetimlerle ilgili açıklama yaptı:
“Hazine ve Maliye BakanlıÄı ekipleri tarafından Ä°stanbul KapalıçarÅı baÅta olmak üzere birçok farklı ilde baÅlatılan denetimleri yakından izliyor ve sahadaki geliÅmeleri takip ediyoruz. Konu ile ilgili ülkemizin 81 il ve ilçelerindeki kuyumcu oda ve dernek baÅkanlarıyla anlık olarak iletiÅimle istiÅare halindeyiz. Maliye BakanlıÄıânın denetim ekipleri, tabii ki devletimizin verdiÄi görevleri ifa ediyor. Biz de kuyumcu esnafı olarak her zaman devletimizin yanında olduk ve olmaya da devam ediyoruz.
Esnafımızdan denetim için gelen ekipleri, güler yüzle karÅılamaları ve onlara gerekli yardımı göstermelerini bekliyoruz. Sahadan esnafımızdan aldıÄımız geri dönüÅler de kontrollerde hiçbir olumsuzluk yaÅanmadan sürecin saÄlıklı yürüdüÄünü gösteriyor. Burada konuyu sanki çok olaÄan üstü bir durum varmıŠgibi lanse ederek hem meslektaÅlarımızı, hem de kamuoyunu endiÅeye sevk edecek haber ve açıklamaları doÄru bulmadıÄımızı belirtmek isteriz.
Biz de kuyumculuk sektörünün tüm temsilcileri olarak kamuoyunda meslektaÅlarımızın hep vergi kaçıran, kayıt dıÅı çalıÅan bir imaj içerisinde gösterilmesinden son derece rahatsızız. Bu durumdan hoÅnut deÄiliz.
Kuyumculuk gibi ihracatıyla ülkeye en yüksek katma deÄeri saÄlayan 6 bin yıllık kadim bir sektörü günah keçisi olarak göstermeden önce deÄerli meslektaÅlarımızı kayıt dıÅılıÄa iten sebepleri ve buna yönelten koÅulları doÄru tespit etmek ve çözüm bulmak çok önemlidir.
Sektör olarak 20 yılı aÅkın bir süredir mevcut fotoÄrafın ve tablonun deÄiÅmesi için yoÄun uÄraÅ veriyoruz. Devletimizin mali politikalarına destek olmak amacıyla sektör olarak kayıt dıÅından tümüyle çıkmak istediÄimizi sürekli belirtiyoruz. Türkiye kuyumculuk sektörünün, kamu tüzel kiÅiliÄine sahip en büyük mesleki çatı kuruluÅu olarak bunu istiyor ve her platformda da gündeme getiriyoruz.
Burada, kuyumcular, düÅük matrah beyan ediyor açıklamalarında bazı gerçeklerin gözden kaçırıldıÄını belirtmek isteriz.
Kuyumcuları, sadece esnaf, sadece tüccar, sadece sanayici, sadece ihracatçı olarak sınıflandırma yapmak yanlıŠolacaktır. Basit usulde vergiye tabii meslektaÅlarımız olduÄu gibi diÄer tarafta KDV mükellefi olan Maliye BakanlıÄı ile entegre yazılım geliÅtiren entegratör firmalarla çalıÅan, E-ArÅiv, E-Fatura kullanan, Ä°SO 500 listesine ilk 10âda 2, toplamda 6 firma ile giren ve binlerce E-Muhasebe sistemine dahil sektör mensuplarımız yok sayılmaktadır. Halbuki, herkes tarafından bilinir ki sektör mensuplarımız, yüzyıllardır her zaman devletimizin zor günlerinde piyasalara güven veren en önemli dinamiÄi olmuÅtur. Bugün sektörümüz, iç piyasa, ihracat, turistik bölge satıÅları, DÄ°R kapsamlı satıÅlar, serbest bölge satıÅları ve yabancı kredi kartı satıÅları boyutunda 23 milyar dolar civarındaki yıllık iÅlem hacmi üzerinden kesilen fiÅ ve faturalardan alınan vergilerin hesaba katılmadıÄı anlaÅılmaktadır. Ayrıca, yaratılan 400 bin kiÅilik doÄrudan istihdam, yıllık 7,5 milyar doları doÄrudan olmak üzere KapalıçarÅı ve turistik yörelerdeki satıÅlarla birlikte yaklaÅık 12-13 milyar dolarlık ihracat ile saÄlanan yüksek döviz girdisi ile ülkemizde tüm sektörlerin içinde kuyumcu firmalarımızın en yüksek katma deÄeri oluÅturduÄunu unutmamak gerekiyor.
Sizin aracılıÄınızla Türkiyeâde 40 bin iÅletmeden oluÅan büyük kuyumcu ailesi adına kamuoyuna yüksek bir sesle yeniden duyurmak istiyoruz.
Mevcut tablodan çıkıÅın tek bir yolu var: O da Enflasyon Muhasebesiânden vazgeçilerek kuyumcular için Altın Esaslı Muhasebe sistemine geçmektir.
Her seferinde de karÅımızdaki yetkili makam ve kiÅilerin haklılıÄımızı tescil eden ifadeleriyle karÅılaÅıyor; ancak bir türlü çözüm olacak çalıÅmanın yasalaÅmasını saÄlayamadık.
Son olarak Meclisâten geçen vergi paketi içerisinde yer alması konusunda haziran ayının son haftası içerisinde Ankaraâya giderek devletimizin en üst makamlarına sorunumuzu ve talebimizi arz etme fırsatını bulduk ve ilgili birçok makamı ziyaret edip talebimizin yeni vergi düzenlemesinde yer alması konusunda desteklerini istedik.
2004 yılından beri uygulanan mevcut Enflasyon Muhasebesi ile sektörümüzün sorunlarının çözümü mümkün deÄildir. Ä°ki tarih arasında enflasyon oranındaki deÄiÅim altının uluslar arası piyasalarda belirlenen fiyatındaki deÄiÅimin yarı yarıya aÅaÄısında kalmaktadır. Bu nedenle Enflasyon Muhasebesi çözüm olamamaktadır. Kuyumcuları kayıt dıÅına iten ve zorlayan en büyük sebep de budur.
20 yıldan beri uygulanan âEnflasyon Muhasebesiâ deyim yerindeyse kuyumcuların elini kolunu baÄlamıÅtı. Hareket kabiliyetlerini sınırlandırdıÄı gibi sektör firmalarının büyümesi, kurumsallaÅması ve markalaÅmasının de önüne set çekiyordu. Türkiye gibi enflasyonla baÅı her zaman belada olan bir ülkede âEnflasyon Muhasebesiâ uygulanınca özellikle hammadde fiyatları dünya piyasalarında anlık olarak belirlenen kuyumcular için iÅleri daha da karmaÅık hale getiriyordu. Birçok firma, bu muhasebe sistemi nedeniyle oluÅabilecek astronomik vergi yükü nedeniyle bilançosunu tam olarak gösteremiyor, dükkanını kapatmak istese bile önüne çıkabilecek fatura nedeniyle bunu yapamıyordu. Buna paralel olarak firmalar, bilanço ve stoklarını gerçek anlamda gösteremediÄi için arzuladıÄı miktarda altın kredisini almakta da zorlanıyor
Sonbahar aylarında TBMMâden geçmesi beklenen geniÅ kapsamlı yeni vergi paketinde âAltın Esaslı Muhasebeâ için yer almasını istediÄimiz metin kısaca Åöyledir:
âSürekli olarak iÅlenmiÅ altın alım-satımı ve imali ile iÅtigal eden mükellefler, altın satıŠtarihindeki Ä°stanbul Altın Borsasında oluÅan has altın deÄeri ile satılan mamulün has altın maliyet bedeli arasında oluÅan farkı, maliyet bedeline ilave ederler. Söz konusu fark, bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında izlenir. Bu fon, sermayeye ilave dıÅında herhangi bir suretle baÅka bir hesaba nakledildiÄi veya iÅletmeden çekildiÄi takdirde, o yılın kazancına dahil edilerek vergiye tabi tutulur. Bu mükelleflerin kullandıkları yabancı kaynaklara ait gider ve maliyet unsurlarının sadece ilgili dönemde ayrılan fonu aÅan kısmı gider kabul edilir.â
Bu metin, 32 Sayılı Karar kapsamındaki kıymetli madenler dikkate alınarak geniÅletilebilir.
Burada tek amaç; hammaddenin dolaylısıyla kuyumcunun sermayesinin vergilendirilmesinden vazgeçilmesidir.”